27 Temmuz 2013 Cumartesi

Bebeklerde Sarılık Belirtileri Nelerdir, Tedavisi Nasıl Olur

Sarılık, yeni doğan bebeklerin çoğunda görülen, ailelerin sıklıkla karşılaştığı bir problemdir. Altta yatan ciddi bir hastalığın göstergesi olarak görülebildiği gibi, normal bir durum olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bu yazımızda bebeklerde sarılığın nedenlerinden, tedavi yöntemlerinden bahsedeceğiz.
Sarılık, kandaki bilirubin denen maddenin belli seviyenin üzerine çıkmış olması olarak tanımlanabilir. Ki bu artışla beraber total bilirubin düzeyi 5mg/dl’nin üzerine çıktığında bebeklerin cildinde ve gözlerinin beyaz kısımlarında gözle görülür bir sararma meydana gelir. Bu nedenle bu hastalığa sarılık denilmiştir.  Yeni doğan bebeklerde sarılık görülmesindeki nedenlerden biri  henüz organ sistemlerinin tam olarak olgunlaşıp erişkin düzeyine ulaşamamış olmasıdır. Bir diğer neden yeni doğanların kan hücrelerinin ömürlerinin normalden kısa olup, bilirubinin daha fazla üretilmesine neden olmasıdır. Bu tip yaşamın ilk haftasında görülen sarılığa “fizyolojik sarılık” denir ve birçok yeni doğanda sorunsuz atlatılabilir. Fizyolojik sarılık bebek beslendikçe kendiliğinden geçen bir durumdur. Bebekte kusma, beslenmeme gibi bebeğin susuz kalmasına neden olacak durumlar ortaya çıkarsa sarılık sorun teşkil edecek seviyeye yükselebilir. Bu nedenle fizyolojik sarılığın tedavisinde en önemli şey bebeğin beslenmeye devam etmesidir. Ama sarılık ilk 24 saatte görülürse ya da zamanında doğan bir bebekte 14 günden, preterm doğan bir bebekte ise 21 günden daha uzun sürüyorsa da araştırılması gereken bir durumdur.
Bebeklerde sarılık sık görülen bir hastalıktır
Bilirubin düzeyini artıran çok sayıda hastalık da bulunmaktadır.  Bunların başında anne ile bebeğin kan gruplarının farklı olmasından kaynaklanan kan uyumsuzluğu durumu gelmektedir. Pek çok genetik hastalık da sarılığa neden olmaktadır. Bu nedenle sarılık görülünce her zaman normal bir durum olarak görülmemeli, uzman bir hekime başvurulmalıdır.
Bilirubin düzeyi çok arttığı zaman bilirubin maddesi beyinde hasara neden olur. Bu duruma “kernikterus” denir. Genellikle bilirubinin beyinde verdiği hasar geriye dönüşümsüzdür. Bu da yeni doğan bebeğin nörolojik fonksiyonlarını bozarak, mental ya da motor sakat kalabilmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle sarılık normal bir durum olarak görülebildiği gibi bebeğin sakat kalmasına neden olabilecek kadar korkutucu bir hastalık olarak da görülebilir.
Sarılığın tedavi şeklini belirleyen, kan total bilirubin düzeyidir. Her hastanın durumuna göre özel olarak bakılan tedavi şeklini belirleyen tabloları bulunmaktadır bu nedenle bu yazımızda tedavi için total bilirubin düzeylerinden spesifik olarak bahsetmeyeceğiz. Sarılık eğer fizyolojik sarılık ise annenin sık emzirmesi ile zamanla geçebilecek bir durumdur. Ama hastalık düzeyine ulaşmış sarılık için “fototerapi” denen ışık tedavisi verilebilir. Bilirubin düzeyi çok daha fazla yüksek ise bilirubinin beyne ulaşıp zarar vermesini engellemek için bebeğin damarlarında dolaşan kan değiştirilir. Bebeğin yakın akrabası olmayan birinden alınan, kan grubu uyumlu tam kan ile bebeğin tüm kanının yaklaşık %85’i değiştirilecek şekilde kan transfüzyonu yapılır. Bu işlemin çokça riski bulunmaktadır. Ama bebeğin beynini korunmasının en iyi yolu hızla kanındaki bilirubini bu şekilde uzaklaştırmaktır. En çok tercih edilen durum bilirubin düzeyinin bu kadar yükselmeden müdahale edebilmesidir. Bu nedenle annelerin bebeklerini dikkatle izlemeleri, en ufak bir beklenmeyen durumda uzman bir hekime başvurmaları gerekmektedir. İlk bebeklerini doğuran anneler tecrübe eksikliğinden bebekteki değişimleri fark edemeyebilirler, bu nedenle yakınlarının annelere bebek bakımı konusunda yardımcı olmaları yararlı olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder