5 Haziran 2013 Çarşamba

Doğum sonrası doğum kontrol yöntemleri nasıl olur?

“Doğumdan sonra tekrar hamile kalmak istemiyorsanız kendiniz için en uygun doğum kontrol yöntemini hemen seçmelisiniz.
Anne olduktan sonra – en azından şimdilik- bir çocuk daha istemiyorsunuz. Ancak doğum ertesi istediğiniz herhangi bir doğum kontrol yöntemini kullanmanız mümkün değil. Doğumdan sonra vücutta yaşanan hormonal değişiklikler, emzirme gibi faktörler nedeniyle seçim yaparken dikkatli olmak zorundasınız.
Peki tercih yaparken üzerinde durulması gereken noktalar neler? Bu sorunun yanıtını Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Planlaması Ünitesi Aile Hekimliği Uzmanı Doç. Dr. Zeynep Tuzcular Vural‘dan aldık.
Emziren anneler dikkat!
Doğum sonrasında anneler hangi doğum kontrol yöntemini seçecekleri konusunda kararsız kalıyorlar. Aslında seçim yapmak çok zor değil. Sadece bilinmesi gereken bazı noktalar var. Öncelikle bebeğinizi emziriyorsanız doğum kontrol hapı kullanmamanız gerekiyor. Bu haplar anne sütünün azalmasına yol açıyor. Ancak bebeğiniz anne sütü ile beslenmiyorsa doğum kontrol hapı kullanmanızın bir sakıncası yok. Üstelik kadın sağlığı üzerinde sayısız yararı var. Halk arasında ise emziren annelerin hamile kalmadığı inanışı hakim. Peki bu ne derece doğru? Doç. Dr. Vural bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Anne eğer ki 6 ay boyunca düzenli olarak, arada hiç mama vermeyerek ve gece de kalkarak bebeğinizi emziriyorsa hamile kalmaz. Ancak düzenli emzirmiyorsa hamile kalma riski vardır. Bu durumda doğum kontrol yöntemlerinden birini tercih etmek durumundadır.”
Hangi yöntem en iyisi?.. 
Türkiye’de erkekler korunmaktan hoşlanmıyor. Bu nedenle prezervatif kullanımı çok yüksek değil. Oysa doğum sonrası prezervatif ideal bir yöntem. Ancak kadının korunması söz konusu ise onun için de uygun olan metotlar var. Doç. Dr. Vural bu yöntemler hakkında şu bilgileri veriyor:
  • Hormonlu spiraller

Son yıllarda çok kullanılıyor. Rahim içi sistem, bakırlı spirallerin aksine T şeklindeki sistemin dikey kısmında bakır tel içermiyor, fakat bunun yerine bir progestagen içeren bir hazne ve bunu kaplayan bir diffüzyon zarı bulunuyor. Yerleştirdikten sonra, bu sistem diffüzyon zarından uterus boşluğuna sürekli olarak çok az miktarda progestagen sağlıyor. Bu hormonun salınmasının adetler üzerinde önemli bir etkisi var, çünkü sürekli olarak uterus mukozasının gelişimini azaltıyor. Bunun sonucunda adetlerin süresi ve hacmi gittikçe azalıyor ya da adetler kayboluyor. Bu olay, gebeliği önleyici metot için normal bir durum. Doğurgan çağdaki bir kadın için hormonal dengesizlik ya da erken menopozu göstermez. Aksine, bu durumda, adetlerin azalması ya da ortadan kalkması daha fazla özgürlük sağlıyor. Kansızlık ve yorgunluk riskinden uzak tutuyor.

  • 3 aylık iğneler

Emzirme döneminde tavsiye edilen bir yöntem de 3 aylık iğneler. Progestagen içeren bu iğneler 3 ay süreyle gebelikten koruyor. Adetin ilk gününde yaptırmak gerekiyor. Zamanla adet kanamaları azaltıyor. Son derece güvenilir bir yöntem olarak kabul ediliyor.

Bir daha asla diyorsanız…
Tüm bu yöntemleri bırakır bırakmaz hamile kalmanız mümkün.. Hepsinin geri dönüşü son derece kolay. Ancak ben artık başka çocuk istemiyorum diyorsanız kalıcı yöntemlere de başvurabilirsiniz. Kalıcı yöntemler cerrahi girişimler sonucu elde ediliyor. Hem kadın hem de erkek için uygulanabilen yöntemler var.

  • Vazektomi

Erkekte tohum kanallarının bağlanmasıyla koruyuculuk sağlanıyor. Tohum kanalları bağlandığı için sperm boşalma sıvısına geçemiyor. Böylece döllenme engelleniyor. Yöntemin koruyuculuğu yüzde 100 ve cinsel ilişkiye ya da cinsel işleve olumsuz bir etkisi yok.

  • Tüp Ligasyonu

Kadınlarda yumurtayı taşıyan tüpler ameliyatla bağlanıyor. Tüpler bağlandığı için yumurta, sperm ile karşılaşmıyor. Bunun sonucunda döllenme gerçekleşmiyor. Yüzde 100 etkin olan bu yöntem cinsel arzu vedoyumda, adet kanamalarında bir değişikliğe yol açmıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder