18 Haziran 2013 Salı

TÜP BEBEK İÇİN NE YAPMALIYIM? TÜP BEBEK TEDAVİSİYLE İLGİLİ BİLDİKLERİNİZ NE KADAR DOĞRU ?TÜP BEBEK TEDAVİSİNE NERDEN BAŞLANMALI?

Tüp bebek tedavisi uzun yıllardır uygulanmasına karşın, doğru bilgiye sahip olunmaması birçok yanlış inanışı da beraberinde getirdi.

İnterfilite yani tüp bebek tedavisinde bilimsel çalışmalar ve teknolojik ilerlemeler ışığında her gün yeni bir gelişme yaşanıyor. Bu gelişmeler sayesinde artık çocuk sahibi olamayan birçok çift için umut ışığı doğuyor. Ancak tüp bebek tedavisinde istenilen sonuçlara ulaşmak için çifetlerin de beklentilerinin gerçekçi olması gerekiyor. Bunu sağlamanın  yolu da hekimlerin hastalarını doğru bir şekilde bilgilendirmesinden geçiyor. Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Sağlığı Bölüm Koordinatörü Prof. Dr. Aydın Arıcı’yla tüp bebek tedavisi konusunda halk arasında doğru olduğu düşünülen yanlışları ve tüp bebek tedavisiyle ilgili bilimsel gerçekleri gün yüzüne çıkardık.

YANLIŞ: Kısırlık Doğuştan gelen bir özelliktir ve değiştirilemez
DOĞRU: Kısırlığın nedenleri arasında kromozomal sorunlara bağlı, sperm veya yumurta oluşumunda ortaya çıkabilecek bazı sorunlar doğuştan geliyor. Ancak, enfeksiyonlara bağlı tüplerin tıkanması veya miyomlara bağlı rahimin deforma olması, çevresel faktörlere bağlı sperm üretiminin azalması, yaşa bağlı yumurta üretiminin azalması gibi birçok sorun sonradan gelişerek kısırlığın ortaya çıkmasına neden oluşturabiliyor. Çocuk sahibi olamayan çiftlerin %20’si doğuştan gelen bir sorun bulunmuyor.

YANLIŞ: Tedaviye sadece ileri yaşlarda gerek duyuluyor
DOĞRU: Erkekte sperm sayısının düşük olsa yada hiç olmama gibi sorunlar doğuştan gelebiliyor. Bu kişilere evlendikten sonra belli bir süre zarfında eşi gebe kalmadıysa sperm tahlili yapmak gerekiyor. Sonuç başarısızsa, kişinin eşinin yaşı ne olursa olsun mutlaka tüp bebek tedavisine geçmek gerekiyor. Kadınlarda da hangi yaşta olursa olsun tedavi için ileriki yaşları beklemelerine gerek kalmıyor. Genç yaşta da tüp bebek tedavisi uygulanabiliyor.

YANLIŞ: Kısırlık sadece tüp bebek tedavisiyle düzelebilir.
DOĞRU: Her kısırlık tüp bebek yöntemiyle tedavi edilmek zorunda değil. Örneğin hafif sperm bozuklukları veya yumurtlama sorunu olan çiftlerde tedavi, yumurtlama tedavisi ve aşılamayla yapılabiliyor. Dolayısıyla kısırlık sorunu yaşayan çifitlerin ilk aşama olarak tüp bebek tedavisine yönlendirilmesi doğru değil. Başlangıç olarak daha basit tedavilerin denenmesi ve başarılı sonuçlara ulaşılamazsa, en son aşama olarak tüp bebek tedavisine geçilmesi gerekiyor.

YANLIŞ: Sperm sayısı doğuştan gelir, değiştirilemez.
DOĞRU: Testislerin vücut ısısının bir derece altında olması gerekiyor. Vücut içinde kaldıkları an, sperm üretimleri geri dönüşümsüz hasara uğruyor. Erkeklerin sperm sayısı, doğuştan gelen bir sorun olan testislerin kasık kanallarında kalmasına bağlı olarak düşebiliyor. Bu nedenle erkek bebeklerde testislerin inmiş olduğunun kontrol edilmesi kısırlığın oluşmasını önlemek adına çok önemlidir. Bunun yanı sıra, radyasyon, çevresel faktörler ve ilaçlar sperm üretimini düşürebiliyor.

YANLIŞ: Sperm sayısı düşükse, tedavide başarı elde edilemiyor.
DOĞRU: Tüp bebek tedavisinde en başarılı sonuçlara ulaşılan konulardan biri de erkeğin sperm sayısının normalden daha az olduğu durumlardır. Dolayısıyla erkekte çok az sayıda sperm olsa bile, sperm olduğu müddetçe tüp bebek tedavisinde başarılı olma şansı düşünülenin aksine oldukça yükseliyor.

YANLIŞ: Kronik hastalıkları olanlara tedavi uygulanamıyor.
DOĞRU: Kronik hastalıkları olan kişilere de tüp bebek tedavisi uygulanabiliyor ancak dikkatli olmak gerekiyor. Kalp, diyabet, yüksek tansiyon, ağır böbrek hastalıkların sahip olan kişilerin gebeliklerinin yakın izleme altında tutulması önem taşıyor. Dolayısıyla bu kişilerin herhangi bir şekilde gebe kalmadan önce, hekime başvurması gerekiyor.

YANLIŞ: İleri yaştaki kadınlara tedavi uygulanamıyor
DOĞRU: Kadınlarda yumurta üretimi, 34 yaşından itibaren harap olmaya ve azalmaya başlıyor. Bu nedenle gerek tüp bebek tedavisinde, gerekse doğal gebeliklerde yaş ilerledikçe gebelik oranı düşüyor. Böyle bir durumda sağlıklı gebe kalma şansı azaldığı için, bu çiftlerin çok iyi bilgilendirilmeleri ve beklentilerinin gerçekçi olması gerekiyor.

YANLIŞ: Tüp bebek tedavisi çoğul gebeliklerle sonuçlanıyor
DOĞRU: Maalesef günümüzde çoğul gebeliklerin çoğu, tüp bebek veya aşılama tedavisi sonucunda olan gebeliklerdir. Bunun nedeni, başarı oranını arttırmak için birden fazla embriyo transfer ediliyor olması. Günümüzde ikizler sorun olarak görülmüyor. Yakın izleme ile bebekler hem zamanında, hem de sağlıklı olarak doğabiliyor. Ancak ikizlerin üzerindeki çoğul gebeliklerin hem anne, hem de bebekler için riskli ve tehlikeli olduğu biliniyor.

YANLIŞ: Tüp bebek tedavisinde gebelikler güç seyrediyor.
DOĞRU: Tüp bebekle gerçekleşen her gebeliğin riskli olduğunun düşünmek yanlıştır. Birçok gebelik normal ve sağlıklı olarak devam ediyor. Ancak çoğul gebelik varsa ve annenin yaşı 40’ın üzerindeyse, her adımda oluşabilecek zorlukların dikkatli bir şekilde izlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.

YANLIŞ: Kadın, kısırlıkta erkeğe göre daha fazla sorumlu
DOĞRU: Sağlıklı gebelik için üç faktör gerekiyor. Bunlar sperm, yumurta ve embriyonun gelişeceği rahim. Bu üç faktörden ikisi kadına aittir. Dolayısıyla üçte iki faktör kadından kaynaklanıyor. Ancak kısırlığın ortaya çıkmasında rahme bağlık faktörler çok sık görülmüyor. O nedenle istatistiklere bakıldığında kısırlık, %40 erkeğe, %40 kadına ve %20 her ikisine de bağlı oluyor.


YANLIŞ: Donmuş embriyolardaki başarı şansı çok düşük.
DOĞRU:  Başlangıçta bütün embriyolar donduruluyorken, artık günümüzde sadece kaliteli embriyolar donduruluyor. Embriyolar daha sonra çözüldüğünde, tazeye yakın başarı oranı elde ediliyor. Ancak, ilk demede en iyi embriyolar transfer edilmiş ve ikinci grup embriyolar dondurulmuşsa, başarı şansı taze embriyonun %60-70’i kadar oluyor.

YANLIŞ: Stres sonuçları etkilemiyor.
DOĞRU: Ciddi boyutlardaki stres, başarı sonuçlarını etkiliyor. O nedenle hasta odaklı merkezlerde başarının yüksek olmasının nedenlerinden biri bu. Hastanın her türlü ihtiyacının karşılanması, psikolojik desteğin verilmesi ve mümkün olduğu kadar tedavi sürecinin gidişatında hastaların da bilgilendirilmesi tedavinin başarında rol oynuyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder