29 Temmuz 2013 Pazartesi

Burun Akıntısına Ne İyi Gelir?

Özellikle havaların soğumasıyla en çok karşılaşılan durumlardan biri de burun akıntıları. Burun akıntısının çeşitli sebepleri olmakla beraber alerji, soğuk hava, enfeksiyon, burun iltihabı bazı ilaçlar ve besinler bu rahatsızlığın başlıca kaynaklarını oluşturmaktadır. Örneğin burnun çok akması nezleye işaret ederken, akıntının sıvı halde gelmesi alerjik bir duruma işaret edebilir. Bu yazımızda burun akıntısını ele alacak; burun akıntısı nasıl geçer, tedavisi nasıldır ve burun akıntısına ne iyi gelir sorularına cevap vermeye çalışacağız.

Burun Akıntısı Nasıl Geçer

Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki burun akıntısı çoğunlukla başka bir rahatsızlığın sonucudur. Dolayısıyla, akıntının nedeni olan rahatsızlığı teşhis etmek ve ona göre tedavi yöntemleri uygulamak en akılcı çözüm yoludur. Özellikle çocuklarda karşılaşılan burun akıntılarında en iyisi bir uzmana görünmektir. Bunun sebebi çocukların bünyelerinin zayıf olması, burun akıntısı için üretilmiş bazı ilaçları kullanamamaları ve akıntıyı giderip rahatlamak için yapılan sümkürme işlemini gerçekleştirememeleridir. Aşağıda burun akıntısı tedavisinde uygulanabilecek yöntemleri sıralamaya çalıştık:
burun akıntısı nasıl geçer
Akıntıya neden olan durumun teşhis edilmesi burun akıntısı tedavisinde gereklidir.
  • Bakteriyel enfeksiyonlar antibiyotikler kullanımı ile tedavi edilebilir ancak bu ilaçlar geçici bir tedavi yöntemidir. Eğer kronik sinüzit varsa kapalı sinüsleri açmak için ameliyat gerekebilmektedir. Septum deviasyonu gibi yapısal bozukluklar da cerrahi müdahale gerektirebilir. Alerjik nedenler ise tedavi edilemez ancak,  alerjiye bağlı durumun ortadan kaldırılmasıyla kontrol altına alınabilir. Bunun için ise, özellikle bahar alerjisi gibi türler için antihistaminikler ve dekonjestanlar kullanılabilir.Özellikle çocuklarda, burun akıntısı oluştuğu durumlarda burun temizliğine ekstra dikkat edilmeli, eller sık sık yıkanmalı ve burna götürülmemelidir.
  • Tedavi mümkün değilse akıntıyı inceltme yoluna gidilebilir. Bunun için hastaların günde en az iki litre su içmesi, kafeini bırakması ve idrar söktürücü ilaçları kullanması tavsiye edilir.
  • Burnun su ile yıkanması akıntının azalmasına yardımcı olur. Özellikle, sıcak suyun içine yemek sodası veya tuz karıştırılarak oluşturulan sıvılar burnu nemlendirmek için kullanılabilir.
  • 1 su bardağı ılık suya 5-10 damla limon suyu karıştırılır ve oluşan karışım azar azar burna çekilir. Bu işlem günde 3 defa tekrar edildiğinde akıntının kesilmesine yardımcı olur.
  • Kağıt mendil kullanımından mümkün mertebe uzak durulmalıdır. Çünkü bu mendiller burnu ve onun içindeki mukoza yapısını tahriş edebilirler.
  • Özellikle soğuk algınlığına bağlı olarak gelişen durumlarda başta adaçayı olmak üzere bitkisel çaylar faydalı olabilir.

Burun Akıntısına İyi Gelen Bitkiler

  • Soğan ve sarımsak tüketmek,
  • Çam esansı karışımını burna çekmek,
  • Bal ile çörek otunu karıştırarak elde edilen karışımı tüketmek,
  • Bir tutam hardal otunu sıcak suda demledikten sonra içine zencefil ilave etmek ve lde edilen karışımı bal ile beraber tüketmek burun akıntılarına iyi gelmektedir.
burun akıntısına iyi gelen bitkiler

Diş Hekimliği Uzmanlık Sınavı Nedir – DUS Ne Zaman, Kaç Soru, Kaç Kontenjan (Güncellendi))

Diş Hekimliğinde Uzmanlık Sınavı (DUS) ya da diğer kısaltılmış adıyla Dişte Uzmanlık sınavı yeni tanıştığımız bir kavram. Yılardır özellikle diş hekimliği fakültelerinde okuyan öğrenciler için konuşula konuşula bir efsane olan DUS, Ağlık Bakanlığı’nın çıkarmış olduğu yönetmelik ve ÖSYM’ye gönderdiği yazı ile gerçekleşmiş oldu. Bu yazımızda DUS ile ilgili merak edilen bazı  noktalara değinmeye çalışacak DUS Sınavı ne zaman yapılacak, kaç soru sorulacak, DUS kontenjanları ne kadar gibi sorulara cevap vermeye çalışacağız.

DUS Nedir

Diş Hekimliği Uzmanlık Sınavı olan DUS aynen Tıpta Uzmanlık Sınavında (TUS) olduğu gibi Diş Hekimliği Fakültelerinde uzmanlık eğitimi yapacak öğrencileri objektif kriterlere göre seçmek için yapılacak olan bir sınavdır. Önceki durumda diş hekimliğinde bulunan uzmanlık alanlarına (Ağız, Yüz ve Çene Cerrahisi; Ağız, Yüz ve Çene Radyolojisi; Ortodonti; Endodonti; Pedodonti; Periodontoloji ve Protetik Diş Tedavisi, Restoratif Siş Tedavisi) ALES ve KPDS sınavı ve mülakat ile seçilen adaylar artık merkezi olarak yapılacak olan bu sıralama sınavında belirli bir kontenjana girmek zorunda olacaklar. Bu şekilde doktoraya alımlarda uzun zamandır ifade edilen haksızlıkların da son bulması bekleniyor.
diş hekimliği uzmanlık sınavı, dus
Diş Hekimliği uzmanı olmak için artık DUS'a girmek gerekecek.

DUS Yılda Kaç Kez ve Nerede Yapılacak

DUS sınavının aynen TUS sınavında olduğu gibi yılda iki defa yapılması öngörülüyor.
Güncelleme:
Sınav Ankara, İstanbul ve İzmir’de aynı anda yapılacak.

DUS Kim Tarafından Hazırlanacak

DUS’u Sağlık Bakanlığı adına ÖSYM’nin belirlediği bir akademik kurul hazırlayacak. Sınavın yürütülmesini, okunmasını ve açıklanmasını ÖSYM yapacak.

DUS Kontenjanları Ne Kadar

Kontenjanlar her yıl Sağlık Bakanlığının üniversiteler ile beraber belirleyeceği sayıya göre saptanacak. Yapılan tahminler bu sayının özellikle belli branşlar için fazla olmayacağı yönünde.

DUS Sınav Konuları Nelerdir ve Kaç Soru Sorulacak


Bu konuda halihazırda net bir açıklama yok. ÖSYM tarafından ilk defa icr edilen sınavlarda yapıldığı örnek bir soru setinin kamuoyuna duyurulması bekleniyor ama bu gerçekleşmeyebilir. Sınavda 100 Temel Bilimler 100 de Klinik Bilimler olma üzere toplam 200 soru sorulacak. Klinik bölümler konularının aynı zamanda diş hekimliğinde uzmanlık alanları olan 8 konudan çıkması beklenirken; Temel Bilimler sorularının anatomi, patoloji, farmakoloji, histoloji, mikrobiyoloji gibi temel tıp bilimlerinden çıkması muhtemel gözüküyor.
Güncelleme:
Sınavda ”Diş Hekimliği Temel Bilimler Testi” ve ”Diş Hekimliği Klinik Bilimler Testi” olmak üzere iki test bulunacak. Diş Hekimliği Temel Bilimler Testi 40, Diş Hekimliği Klinik Bilimler Testi ise 80 sorudan oluşacak. Yani adaylara tek oturumda toplam 120 soru sorulacak.

DUS için İngilizce (KPDS, ÜDS) Şartı Var Mıdır

KPDS veya ÜDS şartı 50 olarak belirlenmiş durumda.

DUSta Puan Kesintisi Olacak Mı

Uzmanlık eğitimine devam etmekte iken sınava girildiğinde, bir uzmanlık alanına yerleştirildiği halde eğitime başlamayanların takip eden ilk sınavda, uzmanlık eğitimine devam etmekte iken istifa edenlerin istifalarını takip eden ilk sınavda adayların puanları %2 oranında düşürülecektir.

DUS ve Askerlik

Erkek diş doktorları için en çok merak edilen konuların başında hiç şüphesiz askerlik geliyor. DUS yönetmeliğine göre DUS’a başvuracak adayların askerlikle bir ilişkisinin bulunmaması (tecil, muaf veya icra etmiş olmak) gerekiyor.

Diş Hekimliği Doktorası Yapmış Olanlar Uzman Olacak Mı

Yasanın getirdiği en önemli gelişmelerden biri yasanın yürürlüğe girdiği tarihten önce doktoraya başlamış veya bitirmiş olanlara uzmanlık hakkı ve belgesinin verilmesidir.
DUS Ne Zaman Yapılacak
DUS, 22 nisan 2012 tarihinde tek oturumda gerçekleştirilecek. Sınavın başlangıç saati 13:30, süresi ise 2,5 saat olarak belirlendi.

DUS Soru Dağılımı

AlanlarTesttekiTestteki
Soru SayısıYüzdesi
Anatomi615
Diş Hekimliği TemelHistoloji ve Embriyoloji410
Bilimler TestiFizyoloji615
22 Nisan 2012, 13.30Tıbbi Biyokimya615
2,5 saat (150 dakika)Tıbbi Mikrobiyoloji615
Tıbbi Patoloji410
Tıbbi Farmakoloji410
Tıbbi Biyoloji ve Genetik410
TOPLAM40100
AlanlarTesttekiTestteki
Soru SayısıYüzdesi
Protetik Diş Tedavisi1012,5
Diş Hekimliği KlinikRestoratif Diş Tedavisi1012,5
Bilimler TestiAğız, Diş ve Çene Cerrahisi1012,5
22 Nisan 2012, 13.30Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi1012,5
2,5 saat (150 dakika)Periodontoloji1012,5
Ortodonti1012,5
Endodonti1012,5
Çocuk Diş Hekimliği1012,5
TOPLAM80100

Baş Ağrısına Ne İyi Gelir – Baş Ağrısı Nasıl Geçer

Baş ağrısına ne iyi gelir, baş ağırısı nasıl geçer?Baş ağrısı eğer şiddetli ise insan hayatını ciddi şekilde olumsuz etkileyebilmektedir. Baş ağrısı yaşandığında genelde ilk akla çözüm bir ağrı kesici ilaç almak olmaktadır. Ancak bir kaç basit yöntemle ilaç kullanmadan da baş ağrısından kurtulunabilir.
baş ağrısına ne iyi gelir
Eğer baş ağrınız kronik bir hastalıktan kaynaklanmıyorsa geçici olarak yaşadığınız yorgunluk ya da stres kaynaklıdır. Eğer baş ağrınız sürekli tekrarlıyor ise ve ağrı kesiciler bile bazen fayda etmiyor ise bir doktora gözükmenizde fayda var. Ancak sık tekrarlamayan baş ağrılarınız var ise, başınız ağrıdığında baş ağrısına iyi gelen birkaç yöntem uygulayarak baş ağrısından kurtulunabilir.
Eğer stresli ve gergin iseniz, sizi stresli ve gergin yapan ortamdan uzaklaşmaya çalışın. Sakinleşmek baş ağrınıza iyi gelir. Gerginlikten kurtulmak için ılık bir duş alabilirsiniz. Kısa süreli yürüyüş yapılabilir. Baş ve boyun bölgenizi ovabilir, masaj yapabilirsiniz. Eğer uykunuz da var ise, uyumak genelde baş ağrısına iyi gelir ve uyandıktan sonra genelde baş ağrısı geçmiş olur.Temiz hava almak da baş ağrısına iyi gelir. Çay, sigara, kahve (neskafe) ve kola gibi içecekler baş ağrısını tetikleyebilir, başınız ağrırken bunlardan bir süre uzak durmanızda fayda var. Türk kahvesi bazen baş ağrısını geçirebilir, bir bardak Türk kahvesi içmeyi deneyebilirsiniz, Türk kahvesine biraz da limon sıkarsanız daha iyi olur.
Ağrı kesici ilaç almak geçici olarak en hızlı çözümdür baş ağrısına. Ancak ağrı kesici ilaçları çok sık ve uzun süreli kullanırsanız artık vücudunuzda etki etmemeye başlarlar. O nedenle çok sık kullanmayın.
Özetle baş ağrısından kurtulmak için üzerinizde bulunan stresten uzaklaşmaya çalışın. Temiz hava alın, ıhlamur ya da nane çayı için, açık havada yürüyüş yapın, ılık bir duş alın, dinlenin, uyuyun, baş ağrınız geçmiyorsa ağrı kesici kullanın.
Sık sık başınız ağrıyor ise bir doktora mutlaka gözükün ve başınız her ağrıdığında ağrı kesici kullanmayın, ağrı kesiciye karşı vücudunuz bağışıklık geliştirebilir.

Ayak Kokusuna Ne İyi Gelir

Ayak kokusu insanları en çok rahatsız eden ve pek çok insanda görülen çözümü mümkün bir rahatsızlıktır. Terlemeye bağlı olarak gelişen ve çorap, ayakkabı gibi faktörlerin oluşmasında oldukça etkili olduğu bu rahatsızlık için pek çok bitkisel ve bilimsel çözüm yöntemi bulunmaktadır. Ayakta, özellikle parmak aralarında bakteri oluşumuna bağlı olarak ortaya çıkan kokuyu tetikleyen veya kokunun şiddetini artıran çeşitli besinler de bulunmaktadır. Bu yazımızda ayak kokusu tedavisi yöntemlerini ele alacak ayak kokusu nasıl önlenir ve giderilir, ayak kokusu nasıl geçer gibi sorulara cevap aramaya çalışacağız.

Ayak Kokusu Nasıl Geçer

  • Belirli besin ve gıdalardan uzak durmak gerekir. Bunlar arasında kahve, özellikle ağır kokusu olan çeşitli baharatlar, bira, soğan ve sarımsak sayılabilir.
  • Ayağın havalandırmasını engelleyen, teri emmeyen naylon çoraplardan uzak durulması ve özellikle pamuklu olanların tercih edilmesi gerekmektedir.
  • Ayakkabıları çok uzun süre giymemek veya ara ara çıkarmak ayak kokusunun önlenmesi için faydalıdır. Çorapta olduğu gibi havalandırmaya müsaade eden ayakkabılar tercih edilebilir. Mümkün olan durumlarda yanları açık ayakkabılar, sandalet veya terliğin tercih edilebilir.
  • Karbonat ayak kokusunun giderilmesinde oldukça yararlıdır. Güçlü bir kimyasal baz olan karbonat kokuları nötr hale getirir. Karbonatı ayakkabı ve çoraplarınızın içine dökebilir veya ayaklarınızı her akşam karbonatlı suda bekletebilirsiniz.
  • Ayak parmaklarının arasına dökülen pudra kokuları gidermede etkilidir.
  • Antibakteriyeller (bakteri öldürücüler), ayak kokusunu gidermede oldukça etkilidir. Bunun için üretilmiş ayak kokusu kremleri ayaklardaki gözenekleri açar ve kokuları giderir.
  • Ayaklarınıza kolonya sürmek ayak kokusuna etkili olur. Bunun sebebi kolonyanın kokusunun ter kokusunu bastırması değil, kolonyanın içerdiği alkolün bakterileri öldürmesidir.

Kulak Çınlaması Nasıl Geçer

Çoğu zaman birilerinin bizi anmasıyla özdeşleştirilen ve çok da önemsenmeyen kulak çınlaması (tinnitus) çağımızın en sık karşılaşılan problemlerinden biri. Kimi insan kısa süreli ve hafif şiddette kulak çınlaması yaşarken, çınlama kimilerinde sürekli ve yüksek şiddetlerde seyredebiliyor. Birçok zaman tanısı konamayan ve psikolojik faktörlerden kaynaklanan kulak çınlaması, kimi zaman ciddi sağlık problemlerinin belirtisi olabiliyor. Bu yazımızda, daha kesin bir ilacı ve çözümü bulunamamış bu rahatsızlığı ele alacak; kulak çınlamasına ne iyi gelir, kulak çınlaması nasıl geçer, kulak çınlaması tedavisi nasıldır gibi sorulara cevap vermeye çalışacağız.

Kulak Çınlaması Tedavisi

Çınlama ciddi bir rahatsızlığın habercisi olabilir. Bu sebepten dolayı kulak çınlamasının süreklilik arz ettiği ve rahatsız edici boyutlara ulaştığı durumlarda bir kulak burun boğaz (KBB) doktoruna görünmek faydalı olabilmektedir. Bu durumda doktor bazı işitme testlerini yapacak ve çınlamanın bir hastalıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını tespit etmeye çalışacaktır. Bu testler teşhis edilen hastalıklar, çoğunlukla iç kulak hasarına bağlı olarak gelişmekte, fakat ne yazık ki iç kulak hasarına bağlı bu tür hastalıklarda tedavi pek mümkün olmamaktadır. Doktorun tedavi yaklaşımına göre bazı durumlarda ilaç tedavisi uygulanmakta, psikoterapiden faydalanılarak damar genişletici ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçların temel fonksiyonu hücre yaşlanmasının etkilerini azaltmalarıdır.
Bir tedavi yöntemi olarak maskeleme de sıklıkla kullanılmaktadır. Maskeleme tedavisinde çınlamayı maskeleyen cihazlar işitme cihazına eklenerek hastaların çınlamayı duymaları engellenmeye çalışılır. Bu tedavi yöntemi pek çok hasta için uygulanmaktadır.

Depresyon Nedir,Nasıl atlatılır? Depresyonun Nedenleri, Sebepleri,Belirtileri Nelerdir?

Hastalık yoktur, Hasta vardır.
Bu nedenle depresyonun belirtileri kişiden kişiye değişebilir, tüm belirtiler tüm depresyon hastalarında gözükmeyebilir. Bazı belirtiler size özgü olabilir, bu nedenle kendinizi diğer depresyon hastalarıyla karşılaştırmaktan ziyade, kendi belirtileriniz ve kendi rahatsızlığınız ile ilgilenmeniz daha faydalı olacaktır.

depresyon belirtileri nelerdir
Depresyon Belirtileri Nelerdir

  • İstektizlik, kişi herşeye karşı isteksizdir, hiçbir şey yapmak istemez.
  • Depresyondaki kişinin yüzü hep üzgündür, asıktır. Yüzünden bile depresyonda olduğu anlaşılabilir.
  • İyi gelişmeler ya da mutlu edecek haberler depresyondaki kişiyi sevindirmez, mutlu etmez.
  • Konuşma kaabileyeti azalabilir, kişi uzun cümleler kuramayabilir. Cümlenin sonuna geldiğinde başını unutabilir.
  • Geleceğe karşı karamsar bakma, hayatı hep olumsuz yönlerden görme.
  • Kişinin yaşadığı problemlerle ilgili kendini suçlaması.
  • Geçici zeka ve hafıza kaybı. Depresyondaki hasta okuduğunu anlamayabilir, basit matematik problemlerini dahi çözemeyebilir. Ama iyileşince zekası ve hafıza kaybı tekrar düzelir.
  • Konsantrasyon azalması, kişinin herhangi bir şeye odaklanamaması.
  • Sürekli ağlama, hasta kendi durumuna üzüldüğü ya da hiç iyileşemeceyini düşündüğü için ağlar genelde.
  • Hiçbir şeyden zevk alamama, zevk duygusunu tamamen yitirme. Zevk alamayacağı düşüncesiyle hastanın hiçbir şey yapmaması.
  • Yataktan çıkmama, sürekli uyuma isteği. Hasta bunu can sıkıntısı nedeniyle gerçekleştirir, yataktan çıkmak için bir amacı yoktur.
  • Uyuyamama, hasta aşırı uyuyabileceği gibi geceleri uyuyamayabilir de.
  • Yemek yiyememe ya da tam tersi fazla yemek yeme.
  • Kişi kendisini değersiz hisseder, kendisini başkalarıyla karşılaştırır ve kimsenin kendisine değer vermediğini ve sevmediğini düşünür.
  • Sürekli vücudu yorgun ve halsiz hissetme. Kişinin kolunu bile kaldıracak enerji bulamaması.
  • Kalp ağrısı, göğüs ağrısı.
  • Terleme, titreme.
  • Cinsel isteksizlik, depresyondaki hasta cinselliğe karşı isteksizdir. Ereksiyon olamaz. Evliyse cinsel ilişkiye girmekten kaçınır. Cinsel fonksiyonlar iyileşince düzelir.
  • Ölüm düşünceleri, ölsem de kurtulsam gibi düşünceler. Ölümden sık sık bahsetme. Ölmek için dua etme.
  • Sebepsiz ağrılar, nedensiz yere baş ağırısı ya da diz ağrısı gibi ağrılar gözlemlenebilir.
Depresyon hastaları bu belirtileri sürekli göstermeyebilir, bazı belirtiler bazı hastalarda gözükür, bazılarında gözükmez. Bazen depresyon hastaları iyi olabilir, gün içerisinde duygudurum sık sık değişebilir. 

depresyonun nedenleri
Depresyonun Nedenleri, Sebepleri

  • Kalıtımsal, genetik nedenler. Eğer ailenizde ya da akrabalarınızda psikolojik hastalıklar ve depresyon var ise, sizin de depresyona yakalanma olasılığınız yüksek demektir.
  • Hiçbir geçerli neden yokken de depresyon ortaya çıkabilir. Görünür neden olmadan depresyona girilebilmesi, genetik faktörlerin önemini artırıcı bir durumdur.
  • Aşırı derecede alkol almak, içki tüketimi depresyona neden olabilir.
  • Yalnızlık ya da kişinin problemlerini hep içine atıyor olması.
  • Esrar, eroin, marihuana gibi uyuşturucuların kullanımı depresyona neden olabilir.
  • Uzun süreli strese maruz kalmak,
  • Uzun süren kararsızlık hali, çelişkiye düşme,
  • Ani şok bir olay ya da durum ile karşılaşma depresyon sebepleri arasındadır. Bir yakınını kaybetme ya da trafik kazası geçirmek gibi.
  • Panik atak depresyona neden olabilir. Panik atak sonrası kişi uzun süre ölüm ya da kalp krizi kaygısı yaşarsa, depresyona girer.
  • Şizofreni depresyona sebep olabilir. Bir çok şizofren hastasında depresyon da gözlenir.
  • Beyindeki serotonin, adrenalin, noradrenalin gibi hormonların dengesinin bozulması.

Bademcik Şişmesi, Ağrısı ve İltihabı Tedavi Yöntemleri ve Faydalı Bitkiler

Bademcik şişmesi nasıl tedavi edilir, bademcik şişmesi tedavisi, ilaç ile tedavi ile birlikte bademcik iltihabı tedavisi ve bademcik ağrısı nasıl geçer konularından bahsedeceğiz bu makalede. Bademcik ağrısı ve neden olduğu boğaz ağrısı, bademciklerin iltihaplanması ve şişmesi ile ortaya çıkar. Bademcikler vücudumuzdaki lenf dokusu ve bağışıklık sistemi organlarındandır. Görevi, solunum gibi yollarla vücuda girecek olan mikrop, bakteri ve toksinleri engellemektir.Ancak soğuk algınlığı gibi durumlarda iltihaplanır, ağrıya neden olur ve görevini tam olarak yapamayabilir.
bademcik şişmesi şişmiş bademcikler resimde kutu içerisinde görülebilmektedir. şişen ve iltihaplanan bademcikler boğaz ve bademcik ağrısına neden olur.

Bademcik şişmesi ağrısı ve iltihabı tedavisi

Bademcikler şiştiğinde baş ağırısı, boğaz ağrısı, ateş ve titreme meydana gelebilir. Eğer bademcik ağrısı 2 günden uzun sürüyorsa, doktora gidip ilaç kullanmak faydalıdır. Genelde ağrı kesici ve antibiyotik tedavisi uygulanır.
Ancak doktora gitmeden önce evde tuzlu su ile gargara yapılabilir. Ağrıyı azaltmak için hafif ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir.
Nane limon çayı, adaçayı bal ile karıştırılarak içilebilir.
Bol sıvı tüketilmelidir, ılık su içilmeli ve dinlenmelidir kişi.

Bademcik ağrısı, iltihabı nasıl geçer

Antibiyotiksiz bir şekilde atlatmak mümkünse ilaç kullanılmadan atlatılması  daha iyidir bademcik sorunlarının. Ancak ağrı yemeye içmeye engelse ve insanın hayatını olumsuz etkiliyorsa bir sağlık ocağına ya da haftasonu ise bir hastane acil servisine gitmekten de çekinmemek gerekir. İlaç alınmaya başladıktan bir iki gün sonra bademcik rahatsızlığı geçmeye başlar. Burada unutulmaması gereken, antibiyotik ile tedavi görüyorsanız antibiyotik kutusu bitene kadar kullanmanız gerekir. Aksi takdirde bademcik iltihabı yenileyebilir.

Bademcik evde bitkiler ile tedavi yöntemleri

İlk aşamada bademcik şişmesi ve ağrısını evde tedavi etmeyi deneyebilirsiniz. Limonlu ılık suyu bal ile karıştırıp içebilirsiniz. Kuşburnu, nane ya da adaçayı da faydalıdır. Portakal ve greyfurt suyu içmek de C vitamini açısından zengin olduğu için faydalı olur.
Gerektiği durumlarda evde ağrı kesici kullanılabilir.
Burundan soluk alıp vermek iyidir çünkü ağızdan solununca bademcik yine havadaki mikroplardan etkilenebilir.
Özetle;
  • Ballı ve limonlu sıcak su için,
  • Sigara içmeyin,
  • Tuzlu su ile ağzınızda gargara yapın,
  • Hafif ağrı kesici kullanın ağrı çok olduğunda,
  • Adaçayı, kuşburnu ya da nane çayı için,
  • Portakal ve greyfurt suyu için,
  • Burnunuzdan soluyun,
  • Gerektiğinde doktora gidin ve ilaç kullanın,
  • Dinlenin.
Bu makalede bademcik neden şişer, bademcik neden ağrır, bademcik ağrısı nasıl geçer, bademcik iltihabı nasıl tedavi edilir, ne zaman doktora gitmek gerekir, bademciğe ne iyi gelir, evde tedavi edilebilir mi, antibiyotik ve ağrı kesici ne zaman alınmalıdır, bademcik ne işe yarar gibi sorulara cevap bulabilirsiniz. Ayrıca bademcik resmi ve şişmiş bademcik resmi, bademcik şiştiğinde nasıl görülür, bademcik nerededir resim üzerinde görebilirsiniz.

Nane Limon Nasıl Kaynatılır

Kış aylarının yaklaşmasıyla beraber soğuk algınlığı, burun akıntısı, nezle, grip gibi rahatsızlıklardan şikayet edenlerin sayısında da artış meydana geldi. Biz de bu tarz soğuğa bağlı rahatsızlıkların çözümünde sıkça tercih edilen bir yöntem olan nane limon çayı tarifini alacak, nane limon nasıl yapılır ve nasıl kaynatılır gibi sorulara cevap vermeye çalışacağız.
  • Öncelikle kurutulmuş ve ufalanmış halde bir veya iki tatlı kaşığı naneyi bir cezveye koyunuz.
  • Ardından yıkanmış taze limonun yarısı veya dörtte birini dilimleyerek nanenin üstüne atınız.
nane limon nasıl kaynatılır
Nane limon başta soğuk algınlığı olmak üzere pek çok rahatsızlığa iyi gelmektedir
  • Cezvedeki nane ve limonun üstüne sıcak su konulup üstü kapatılır ve bir süre bekletilir. Burada cezvenin ağzının kapalı olması karışımdaki faydalı yağların uçmaması ve kaybolmaması açısından önemlidir. Burada duruma göre nane limon karışımı altı kısık ateşte 2-3 dakika kaynatılabilir. Nane limon çayının uzun süre kaynatılması faydalı vitamin ve yağların kaybolmasına neden olur.
  • Karışım demlendikten sonra soğumadan ve şeker ilave edilmeden tüketilmelidir.

28 Temmuz 2013 Pazar

Kadınlarda Orgazm Olamama Sorunu Nasıl Giderilir?

Cinsel yaşam da yemek, içmek kadar doğal aslında ama cinsel yaşamdaki problemlerimiz hala anlatmakta, aşmakta zorlandığımız konulardan. Bu makalede de kadınların orgazmından, daha doğrusu kadınların orgazma olamama probleminden bahsedeceğiz.
Öncelikle kadınların fizyolojisi, anatomisi erkeklerden farklıdır ve durumu anlamak için öncelikle bunu bilmemiz şart. Kadınların orgazma olması erkeklerin aksine daha zordur ama sık aralıklarla çok kez ardarda orgazm yaşayabilirler. Oysa erkekler bir kez orgazm yaşadıktan sonra bir sonraki orgazmı yaşayabilecekleri refraktör period denilen, kişiden kişiye değişen, bazen dakikalar bazen saatler sürebilen bir zaman dilimi vardır. Bu dönemde erkek ereksiyon etkinliğini kaybetmeye başlar ve belli bir süre erkeğin yeni bir ilişkiye fizyolojik ve ruhsal olarak hazır olması belli bir süre gerektirir. Erkekler bu zaman diliminde tekrar orgazm olamazlar, ancak bu periyot geçtikten sonra tekrar orgazm olabilirler. Kadınlar ise yeterince uyarılırlarsa bir cinsel ilişki sırasında bile bir çok kez orgazm olabilirler. Ama kadınların orgazm olmaları için iyi uyarılmaları gerekmektedir ve kadınların uyarılması için gereken süre erkeklere nazaran daha uzun sürelidir.
kadınlarda orgazm olamama
Kadınların orgazm sorunu çoğu zaman ilişkileri olumsuz etkilemektedir
İşte burada ön sevişmenin önemi ortaya çıkmaktadır. Önsevişme kadının genital bölgesinin gevşemesi ve kayganlaşmasına yardım eder, böylece kadının bedenini birleşmeye uygun hale getirir. İşte kadının orgazma ulaşmasında en büyük rol bu nedenle eşine düşmektedir. Partneri kadını yeterince uyarmalıdır ki kadın orgazm olabilsin. Erkeklerin aksine kadınlar cinsel birleşme olmadan da orgazm olabilirler.

Kadınların orgazma ulaşması iki yolla olabilir. Biri klitoral diğeri vajinal yolladır. Kadınların çoğu klitoral yolla orgazma ulaşır, hatta hayat boyu hiç vajinal orgazm yaşamamış kadınlar bile bulunmaktadır. Vajinal orgazma ulaşmak daha zordur ve cinsel ilişki tecrübeleri ile zamanla öğrenilir. Vajinal orgazm vajenin içindeki “G point” denen bölgenin uyarılması ile sağlanır. Klitoral orgazma ise klitorisin uyarılması ile ulaşılır. Klitoral orgazma hiç cinsel birleşme yaşanmadan da partnerin elle klitorisi uyarması ile ulaşılabilir. Bu konuda yapılan kısıtlı sayıda çalışma direkt klitoral uyarı olmadan orgazm olabilen kadınların oranının ancak %30 olduğunu göstermektedir. Ayrıca kadından kadına değişmekle beraber sıklıkla meme uçları, kulak arkaları, bacakların iç yüzleri gibi erojen bölgelerin uyarılmasının, kadının ilişkiye daha hazır olmasının sağlanması yanında orgazm olmasını kolaylaştırıcı özellikleri olduğu da unutulmamalıdır.

Son söz olarak da en önemlisi de orgazma yoğunlaşıp, her ilişkide orgazma ulaşılmalı takıntısına kapılmamak ve ilişkinin her anından zevk almaya çalışmaktır.

Ayak Şişmesi Nedenleri – Ayak Şişmesine Ne İyi Gelir

Ayak şişmesi özellikle işleri nedeniyle çok yürümek veya ayakta kalmak zorunda olan insanların en çok karşılaştığı problemlerden biridir. Biz de bu yazımızda bir çok insanın muzdarip olduğu ayal şişmesi problemine değinecek, ayak şişmesi nedenleri nelerdir, ayak şişmesine bitkisel tedavi nasıl uygulanır ve ayak şişmesine ne iyi gelir gibi sorulara cevap vermeye çalışacağız.

Ayak Şişmesi Nedenleri Nelerdir

Ayak şişmesinin pek çok nedeni bulunmaktadır. Bunların başlıcaları arasında;
  • fazla tuzlu gıdalar tüketmek,
  • uzun süre ayakta durmak veya beklemek,
  • hipertansiyon,
  • eklem iltihaplanması,
  • uzun süre sıcak havada kalmak,
  • hamilelik,
  • uzun süre hareketsiz kalmak,
  • dolaşım sistemini problemleri (kalp rahatsızlıkları, damar tıkanıklığı vb.)
  • ve incinme ile burkulmalar sayılabilir.
Ancak ayak şişmesinin periyodik olarak tekrarlandığı durumlarda doktora görünmek en iyisidir, çünkü ayak şişmesi yukarıda sayılan nedenlerden biri sonucu oluşabileceği gibi daha başka olağan dışı sebeplerle de oluşabilmektedir.
 Ayak şişmesine iyi gelen pek çok doğal yöntem bulunmaktadır

Ayak Şişmesi Nasıl Tedavi Edilir

ayak şişmesi için önerilen pek çok tedavi yöntemi vardır ve bu yöntemler kişiden kişiye göre değişmekle beaber faydalı oldukları görülmüştür. En bilinen iki yöntemi sizin içim özetledik:
  • Yarım kova suyun içine iki yemek kaşığı tuz ile bir yemek kaşığı karbonat koyulup karıştırılır. Elde edilen karışımın içinde ayaklar 30 dakika boyunca bekletilir. Ardından bir fincan vazelin ile 6-8 adet  aspirin dövülüp karıştırılır. Bu karışım ayaklarınıza iyice sürülür. Bu işlemden sonra ayaklar gazlı bez ile sarılıp üzerine fazla sıkmadan naylon geçirilir. Bu işlem haftada birkaç kez uygulanır uygulayın.
  • Bir kova suyun içine iki avuç kadar pelin katılıp kaynatılır. Elde edilen karışımın içinde ayaklar 20 dakika bekletilir.

Ayak Şişmesi Nasıl Geçer

  • Uzun süre ayakta kalmamaya çalışın.
  • Dinlenirken ayaklarınızın altına yüksekçe bir yastık alıp uzanın.
  • Otururken ayaklarınızı salmayın, uygun ortamlarda bacaklarınızı yere paralel bir şekilde uzatın.
  • Egzersiz yapın ve ara ara yürüyün.
  • Bol tuzlu gıdalardan uzak durun.
  • Fazla kilolara dikkat edin. Kilolu insanlarda ayak şişmesi riski daha fazladır.
  • Vakit buldukça yüzmeye çalışın.
  • Aşırı sıcak havalarda dışarı çıkmayın

Boğaz Yanmasına Ne İyi Gelir?

Boğaz yanması özellikle kış aylarında sıklıkla görülen ve çocukların daha çok yakalandığı rahatsızlıkların başında geliyor. İlerleyen aşamalarda hastalığın tedavisinde doktora görünmek, boğazdan alınan kültürün incelenmesi neticesinde alınan sonuca göre antibiyotik tedavisine başlamak gerekse de hastalığın başlangıç aşamalarında bitkisel yöntemler işe yarayabiliyor. Biz de bu yazımızda boğaz yanmasına yönelik bitkisel tedavi yöntemlerini işleyecek; boğaz yanmasını ne geçirir, boğaz yanmasına hangi bitki iyi gelir sorularına cevap aramaya çalışacağız.
Boğaz yanması için pek çok bitkisel tedavi yöntemi bulunmaktadır

Boğaz Yanmasını Ne Geçirir

  • Ihlamur, adaçayı, menekşe çayı ve yeşil çay gibi bitkisel çayların içilmesi,
  • Rafadan yumurta yenmesi,
  • Erik yapraklarının kaynatılmasıyla elde edilen su ile gargara yapılması,
  • Fıstık tüketilmesi,
  • Melek otu suyu, ılık süt, ılık bal şerbeti, dut şerbeti veya sirke ile gargara yapılması,
  • Turunç reçeli,
  • Ebegümecinin kaynatılması ve elde edilen suyun ılık halde içilmesi,
  • Zencefil ve bal kullanılarak elde edilen macundan bir kaşık yutulması,
  • Kabak tatlısı,
  • Meyan kökünün kaynatılması ve elde edilen suyun ılık halde içilmesi,
  • Sarımsak, frenk üzümü, dut, ayva suyu,
  • İncirin sütle birlikte pişirildikten sonra yenmesi
  • Limon suyu,
  • Mine çiçeği, mürver ağacı, yaban mersini suyu ile gargara yapılması,
boğaz yanmasına ve boğaz ağrılarına iyi gelir. ama yine de özellikle ilerleyen durumlarda doktorunuza görünmenizi tavsiye ederiz.

Çocuklarda Öksürük Nasıl Geçer

Kış aylarında çocuklarda en çok karşılaşılan rahatsızlıklardan birisi öksürük. Bakteriyel, viral ve fizyolojik pek çok nedeni olan öksürükle mücadele ederken ise anneler ve aileler çoğu zaman ne yapacaklarını bilemiyorlar. Biz de bu yazımızda çocukta ve bebekte öksürüğün sebeplerini ele alacak, çocuklarda öksürük nasıl geçer sorusuna cevap aramaya çalışacağız.
Öksürük bir çok hastalıkta sıklıkla görülebilen bir durumdur ama öksürük en sık olarak soğuk algınlığında görülür ki bu durum da kendiliğinden iyileşen bir tür viral enfeksiyondur ve sadece destek tedavisi vermek yeterlidir,soğuk algınlığında kesinlikle antibiyotik kullanılmamalıdır.Çoğu atak 14 gün içinde geçer ama öksürüğün 30 günden uzun sürmesi durumuna kronik öksürük denir ki bu durum astım,verem(tüberküloz), akciğerlere yabancı cisim kaçması (aspirasyon),boğmaca, HIV, bronşiektazi, akciğer absesi gibi başka hastalıkları akla getirmelidir.
Çocuklarda öksürüğün pek çok sebebi bulunmaktadır
En sık rastlanan soğuk algınlığındaki öksürük nasıl olur biraz da bundan bahsedelim. Öncelikle soğuk algınlığında öksürükle birlikte çocukta burun akıntısı,ağızdan solunum,ateş gibi belirtiler görülür ama hızlı solunum,göğüs çekintisi,sakin çocukta nefes darlığı gibi bizi daha farklı rahatsızlıklara yönlendirecek belirtiler görülmez. Bu durumdaki çocuğa şekerli sıcak su gibi güvenli bir içecekle çocuğun boğazı yumuşatılmalı ve öksürüğü rahatlatılmalıdır. Bu durumlarda öksürük ilaçları genelde önerilmez, çünkü öksürükle vücut bronşları tıkayan balgamı atar, bu nedenle öksürüğü baskılamak çok istenen bir durum değildir. Çocuğun ateşi yüksek ise düşürülmelidir. Bunun için de en sık başvurulan yöntem soğuk uygulamak ve parasetamol gibi ateş düşürücülerden vermektir. Ayrıca soğuk algınlığında beslenme öncesi çocuğun burnu temizlenmelidir ki çocuk rahatça beslenebilsin. Soğuk algınlığı olan çocuğa antibiyotik ve içinde etken madde bulunduran herhangi bir burun spreyi kesinlikle verilmemelidir. Annenin en iyi yapacağı şey çocuğu beslemeye devam etmesi, hızlı ya da sıkıntılı solunum yönünden çocuğu izlemesi ve herhangi biri gelişirse bir sağlık kuruluşuna başvurmasıdır.

Kansızlık Neden Olur, Belirtileri Nelerdir, Ne İyi Gelir

Kansızlık özellikle kadınların bir çoğunda görülebilen, bir çok kadın tarafından önemsenmese de ciddi sonuçlar doğurabilen bir rahatsızlıktır. Kansızlık tıbbi olarak anemi olarak adlandırılır ve kandaki oksijeni dokulara taşıyan hemoglobinin yaş ve cinsiyete göre değişen belli düzeylerin altında kalması olarak tanımlanır. Aneminin talasemi hastalığı gibi Akdeniz ülkelerinde sık görülen ya da vejetaryenlerde sık olabilen megaloblastik anemi tipleri gibi çok çeşitli tipleri de vardır ama en sık görülen nedeni demir eksikliğidir.

Kansızlık Neden Olur

Demir eksikliği anemisinin en sık nedenleri diyetle demirin az alımı, alınan demirin emiliminde bozukluk olması, demir kaybının fazla oluşudur. Kadınlarda aneminin daha sık görülme nedeni ise her ay kadınların adet kanamaları ile kronik bir şekilde kan kaybetmeleridir. Günlük demir gereksinimi 1-3 mg kadardır. Ter, dışkı, idrar, dökülen hücreler ile günlük 1 mg da kaybedilir. Gereksinim bebeklik, hamilelik, ağır hastalık ve emzirme dönemlerinde artar. Kırmızı kürelerin içinde oksijeni taşıyan hemoglobin(Hb) denen proteinler bulunmaktadır ve bu proteinlerin yapımı için demir (Fe) elementine ihtiyaç vardır. Demir alımı az olan bir kişide hemoglobin yapımı azalacağından dokulara taşınan oksijen miktarı da azalır. Önce vücut depo demiri azalır, kişi demir açığını tamamlamazsa zamanla depo tükenir ve hemoglobin düşüklüğü ortaya çıkar. Aneminin tanısında kan hemoglobin düzeyi düşüklüğünden yararlanılır.

Kansızlığın Belirtileri Nelerdir

Demir eksikliği anemisinin belirtileri arasında halsizlik, yorgunluk, baş dönmesi, kulak çınlaması, dudak kenarlarında çatlaklar, dilde kızarma ve çatlak oluşumu gibi durumlar sayılabilir. Demir eksikliği anemisinin ileri safhalarında kalp, kan miktarı az olan vücuda kanı pompalamak için daha çok çaba sarf edeceğinden kalp yetmezliği gelişebilir.

Kansızlığa Ne İyi Gelir

Demir eksikliği anemisinin tedavisi de nedene yönelik yapılır. Bir yandan demir eksikliğini oluşturulan neden araştırılırken bir yandan da hastaya ağızdan alabileceği demir içeren preparatlar verilerek önce hemoglobin seviyesi yükseltilir sonra demir depoları doldurulur. Hasta oral (ağızdan) tedaviyi tolere edemez ise tedavinin damardan yapılan formları da bulunmaktadır. Eğer demir eksikliğinin nedeni saptanabilirse neden tedavi edilip bir daha anemi oluşumu da önlenebilir. Kan transfüzyonu ile anemiyi düzeltmek pek tercih edilen bir yöntem değildir, ancak kalp yetmezliği geliştiğinde başvurulur. Demir içeren besinlerin tüketimi de yapıma katkıda bulunur bu nedenle kırmızı et, karaciğer, balık, kuru üzüm ve yumurta sarısı demir açısından zengin gıdaların tüketimi de tedaviye yarar sağlayacaktır.

Kusma Nedenleri Nelerdir – Kusmaya Ne İyi Gelir

Bu yazımızda kusma neden olur, kusmanın nedenleri nelerdir, kusma tedavisi nasıldır ve kusmaya ne iyi gelir gibi sorulara cevap vermeye çalışacağız.

Kusma Neden Olur

Kusma hemen hepimizin başına gelebilen, insanı bitkin hale düşürüp hayat kalitesini bozabilen bir durumdur. Birçok hastalığın belirtisi, birçok ilacın yan etkisi olarak görülebilir. Örneğin kusma kanser ilaçlarının yan etkisi olarak görülebilir. Bu durumdaki kusma çok şiddetli olabilir ve bunun için verilebilecek oldukça kuvvetli ilaçlar bulunmaktadır. Taşıt tutması durumunda görülen kusmada da araca binmeden kişiye verilebilen ve kusmanın böylece önlenebildiği ilaçlar bulunmaktadır. Kusma Meniere hastalığı denilen iç kulak iltihabında da görülebilir ama baş dönmesi, kulakta çınlama gibi eşlik eden belirtiler oldukça farklıdır. Yani kusmanın sayılabilecek çokça nedeni bulunmaktadır. Ama en çok da ishalle birlikte gastroenterit denilen barsakların iltihabında görülür. Kusma ishalle birlikte, gelişmekte olan ülkelerdeki çocuk ölümlerinin önde gelen nedeni olan gastroenteritlerde çocuğun susuz kalmasına neden olur. Erişkinlerde böyle bir durumda hasta bol su içerek su açığını kapatabilir ama çocuklarda bu durum ölümcül olabilir. Bu nedenle kusmada en çok endişelendiren kişinin dehidrate kalması yani vücudundaki su miktarının aşırı düşmesidir. Vücudun su seviyesi çok önemlidir, çünkü bu durum vücutta dolaşan kan miktarından organlarda etkili olan birçok biyokimyasal olaya ve bu biyokimyasal tepkimelerdeki enzimlerin çalışmasına kadar vücudun her noktasına etkir. Kişinin susuz kalması kalp yetmezliğine ve de ölüme götürebilir.

Lifli Gıdalar Nelerdir, Lifli Gıdalar Listesi, Lifli Besinler Hangileridir

Lifli gıdaların faydaları sağlık açısından çoktur. Lifli gıdalar sindirim sistemi açısından faydalıdır, insanı tok tutar ve böylece kilo vermeye yardımcı olurlar. Zayıflamak isteyenlerin mutlaka alması gereken besinlerdendir lifli yiyecekler. Peki lifli gıdalar nelerdir, lifli yiyecekler hangileridir, lifli besinler nelerdir? Bu makalemizde lifli gıdalar listesini vererek bu sorulara cevap vereceğiz.

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Yağ Yaktıran Kilo Verdiren Besinler Gıdalar Yiyecekler Nelerdir?

Bazı yiyecekler vardır ki hem insan vücuduna faydalıdır, hem de kilo vermeye yardımcı olur. Bu besinler kişiyi tok tuttuğu gibi, vücuttaki yağları da yaktırır. Bu sağlık makalemizde yağ yakmak için faydalı ve yararlı besinler, kilo verdiren yiyecekler ve gıdaları inceleyelim istedik. Hepinize sağlıklı ve fazla kilosuz bir yaşam dileğiyle. Bazı gıdalar bırakın yağ yaktırmayı, insana kilo aldırırlar. Hem tokluk hissettirmezler yedikçe, hem de faydasından çok zarar içerirler. Hamur işleri, beyaz şeker, bol şerbetli tatlılar bunlardandır örneğin.
Oysa ki doğru besinleri yiyerek hem aç kalmayabiliriz, hem de yağ yakıp kilo verebiliriz.
  1. Süt Ürünleri ve Sütlü Gıdalar: Kalsiyum kaynağı olan süt ürünleri yağ yakıcı besinlerin başında geliyor. Az yağlı süt, yoğurt ve ayran yağ yakımını yükseltiyor. Bu yüzden süt grubu besinlerden günde iki porsiyon tüketin.
  2. Üzüm: Özellikle kırmızı üzüm, dut ve yerfıstığında bulunan antioksidan özelliği olan resveratrol maddesi, yağın çözülmesini sağlıyor. Bu nedenle diyet yapanların günde 1 yemek kaşığı bu tür gıdaları tüketmeleri öneriliyor.
  3. Kırmızı Biber: Kırmızı biber vücut ısısını artırarak yağ yakımını hızlandırıyor. İçindeki acı madde, kan dolaşımını hızlandırarak vücut ısısını arttırıyor. Vücut ısısı artınca, yağ yakımı da hızlanıyor.
  4. Keten Tohumu: Keten tohumu, menopoz sonrası kadınlarda vücut yağlarının ve kilolarının azalmasını sağlıyor. Her gün kahvaltılık tahılınıza, yoğurdunuza ya da salata sosunuza bir yemek kaşığı keten tohumu ekleyebilirsiniz.
  5. Lifli gıdalar :vücutta yağ tutulmasını engelliyor. Marul, domates, ıspanak gibi sebze ve meyvelerde bolca bulunan lif, tokluk hissini artırdığı için vücutta fazla yağ tutulmasını engelliyor.

Ailecek Diyet Yapılırsa

Kişilerin nasıl kilo verdikleri ile ilgili anlattıkları hikayeleri ve internette paylaştıkları resimler her zaman kilo vermek için motive edici bulmuşumdur. Ailenin tüm bireylerinin iyi bir diyet ve sporla kilo verme başarılarını paylaştıkları resim gerçekten çok hoşuma gitti ve paylaşmak istedim. Demek ki ailecek de diyete girilebiliyor istenirse.
aile diyet
tüm aile bireyleri kilo vermiş ve mutlu

6 Ayda Nasıl 32 Kilo Verdim

Kilo verme ve zayıflama konularında başarı hikayelerini okumak ve kilo verme öncesi şişmanken ve kilo verdikten sonraki fotoğrafları görmek kilo vermek isteyenleri her zaman motive etmiştir. Aşağıdaki hikayede kahramanımızın 6 ay süresince yaptığı diyeti, sporları ve 6 ay boyunca her ay çekilmiş fotoğraflarıyla kilo verme sürecini aşama aşama izleme şansımız olacak. Gerçekten mutlu sonla biten oldukça etkileyici bir kilo verme serüveni, umarız ki zayıflamak ve kilo vermek isteyen herkese faydası olur. Unutmayın, eğer bir şeyi dünyada bir kişi yapabiliyorsa, siz de yapabilirsiniz.

Kilo Verme Serüvenim ya da Zayıflama Başarı Hikayem

Diyet ve spora başlamadan önce tam olarak 108 kiloydum. Boyum ise 1,79. 25 yaşındaydım. Şimdi ise 26 yaşındayım.
Özgüvenim düşük, fiziksel olarak oldukça sıkıntı çeken, bel ağrıları başlamış, bana uyan kıyafet bulmakta zorlanan biriydim.
Üstelik sigara da kullanıyordum ve tahmin edeceğiniz üzere bir kız arkadaşım da yoktu.
Aşağıda önden, yandan ve arkadan çekilmiş fotoğraflarımda da görülebileceği üzere, oldukça iri ve kötü gözüken bir göbeğe sahiptim.
başlangıç kilom
1. ayın sonunda 100 kiloya düştüm. Hala şişman sayılırdım ancak vücudun biraz toparlamıştı. Özgüvenim yerine gelmişti, sigarayı da günde 1 paketten günde ortalama 5 adete düşürmüştüm. Yani hem sigarayı azaltıp hem de kilo verilebileceğini de gözlemlemiş oldum.
zayıflama resim
2. ay sonunda 93 kiloya düştüm.
nasıl zayıfladım
3. ayın sonunda 89 kiloya kadar düştüm. Ancak kilo verme hızımın artık yavaşladığını hissediyordum. Yalnız göbeğim büyük oranda gitmiş ve adonis kaslarım :) da yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı.
kaç kilo verdim

4. ayın sonu ve ben 81 kiloyum :) Aslında hedefime ulaştım sayılırım ama burada durmayacağım.
adonis kası yaptım
5. ayın sonu ve kilom aşağıdaki resimde 78.
iyi kilo verdim
Tam 6 ay yani 180 gün sonra 75 kiloyum aşağıdaki fotoğrafta.
acaip fit oldum
Kilomu 75′te muhafaza ediyorum.
Diyet ve spora başladıktan sonra tam 1 yıl geçti.
Artık sigara paketi almıyorum, çok nadir arkadaşlar ikram ederse sosyal ortamlarda içiyorum.
Özgüvenim yerinde.
Sağlığıma tekrar kavuştum, hemen yorulmuyorum.
1 yıl önceki halimde sırtımda 2 damacana su taşıyordum fazladan. Düşünsenize, vücudunuza hiç yoktan 2 damacana su dolusu yük bindiriyorsunuz. Şimdi 1 damacana su ile 2 kat merdiven çıksam yine yoruluyorum. O eski şişman halimde gerçekten bedenime işkence ediyor olduğumu şimdi çok daha iyi anlıyorum.
Peki ne yaptım, aslında çok da karmaşık diyet programları uygulamadım.
  • Çayı şekersiz içmeye başladım.
  • Günde en az 4 litre su içtim.
  • Her gün 1 saat yürüyüş yaptım.
  • Günde en fazla 3 küçük dilim ekmek yedim.
  • Kolay, meyve suyu, çikolata gibi tüm abur cuburları terk ettim.
  • Günde 3 öğün yemek yedim tam olarak. Sabah, öğle ve akşam. Aralarda bazen açıkınca meyve ya da kuruyemiş yedim.
  • Mahallemizdeki spor salonuna yazıldım ve haftada ortalama 4 kez karın ve kol çalıştım bol bol.
Belki de klasik olacak ama,
şişmanlık kader değildir.